Yunus Emre Enstitüsü AB-Türkiye Kültürlerarası Diyalog Projesi Aracılığıyla Hibe Dağıtımına Başlıyor

24.05.2015

Yunus Emre Enstitüsü AB-Türkiye Kültürlerarası Diyalog Projesi Aracılığıyla Hibe Dağıtımına Başlıyor

Yunus Emre Enstitüsü tarafından organize edilen ve bir Sivil Toplum Diyaloğu projesi olan AB-Türkiye Kültürlerarası Diyalog Projesi çalıştayı 17 Haziranda Ankara’da gerçekleştirildi.

Yunus Emre Enstitüsü tarafından organize edilen ve bir Sivil Toplum Diyaloğu projesi olan AB-Türkiye Kültürlerarası Diyalog Projesi çalıştayı 17 Haziranda Ankara’da gerçekleştirildi.

 

 

Avrupa Birliği Bakanlığı nezdinde 2014 yılında yapılan girişimler sonucunda hibe dağıtıcısı olmasına karar verilen Yunus Emre Enstitüsü, toplamda 3 milyon Avroluk hibe programının dağıtıcısı oldu. Projenin hibe çağrısına çıkmadan önce düzenlenen bu çalıştayla, hibe başvurusunda bulunabilecek organizasyonların katkı, fikir ve düşünceleri ele alındı ve karşılıklı fikir alışverişi sağlandı. 

 

Enstitü Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi ve Türkiye Avrupa Birliği Delegasyonu Mali İşbirliği, Kurum Oluşturma ve Sivil Toplumdan Müsteşarı Dr. Michael A. Rupp’un açılış konuşmalarıyla başlayan çalıştayın ana konusu çok kültürlülük ve Türkiye ile Avrupa Birliği üye ülkeleri arasındaki kültürel yakınlığı artırmaya yönelik projelerin nasıl gerçekleştirileceği oldu.

 

Prof. Dr. Hayati Develi konuşmasında kültür enstitülerinin halkların birbiriyle yakınlaşmasını sağlamaları amacıyla kurulan yerler olduğunu ve bu vesileyle dünyadaki kültürleri Türkiye ile yaklaştırma çabasındaki bir enstitü olduklarını söyledi. Çok kültürlülüğe gönülden inanan ve bunu yaymaya çalışan bir kurum olarak bunu gerçekleştirmenin en iyi yolunun değişim programlarından ve uluslararası projelerden geçtiği vurgulayan Develi, bilhassa genç nesillerin bu kavram etrafında yetiştirilmesinin önemli olduğunu söylerken; kültürel işbirlikleri yoluyla dünyada kalıcı barışın sağlanabileceğini ve kültüre dayalı bir barışın gerçekleşebilmesi için kurumların sıkı bir işbirliği yapması gerektiğini söyledi.

 

Yakın çevremizde görülen çoğu sorunun aslında halkların birbirini tanımaması ve kadim önyargılara sahip olmasından kaynaklandığını, bunu aşmanın tek yolunun kültürlerin birbirlerinin birikimlerinden yararlanmasından geçtiğini söyleyen Develi, sözlerini “Avrupa Birliği hibe fonlarından bir kısmının kültürel işbirliği alanında kullanılması amacıyla bizde bir oyuncu olarak sahaya girdik. Şu anda AB Bakanlığı ve Konseyi yetkilileriyle AB-Türkiye Kültürlerarası Diyalog projesinin yönetimini üstlenmiş bulunuyoruz. Amacımız kültürleri birbirine yakınlaştırmak ve farkındalığı arttırarak geleceğin çok kültürlü Avrupa’sında Türkiye’nin de ciddi bir renk, ses, tat olarak yerini alarak çok kültürlülüğe katkıda bulunmasını sağlamaktır” şeklinde sonlandırdı.

 

Michael Rupp: “Genç ve azim dolu bir ekip”

 

Develi’den sözü alan Müsteşar Dr. Michael A. Rupp ise Yunus Emre Enstitüsünün sadece yurtdışında Türk kültürünü tanıtmakla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan merkezleri aracılığıyla toplumlararası ortak anlayışa katkıda bulunduğunu ve bunun ileride açılacak merkezler aracılığıyla dünyanın daha başka yerlerine de yaymaya devam edeceğini söyledi. Bu durumun Türk ve Avrupa Birliği kültür enstitüleri arasındaki kültürel ve sosyal bağları kuvvetlendireceğini belirten Dr. Rupp, konuşmasında Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret ederek genç ve azim dolu bir ekibin bu çalışmaları yürüttüğünü görmekten duyduğu memnuniyeti vurgularken bu durumun enstitünün gelecekteki başarılarında önemli rol oynayacağını belirtti.

 

Rupp ayrıca 2007-2011 yılları arasında gerçekleşen Kültür Köprüleri 1 Programına atıfta bulunarak çağrıya çıkacak yeni projenin de olabildiğince fazla sivil toplum örgütünü, üniversiteyi, kültür enstitüsü ve operatörünü içermesini arzuladığını belirtti.

 

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu toplamda 19 üye ülkenin katıldığı Kültür Köprüleri 1’in başarıyla sonuçlandığını hatırlatan Rupp, sivil toplum diyaloğuna en fazla direkt iletişim yoluyla katkıda bulunulabileceğini söylerken “tercümelerin ve yorumların genellikle kaybolduğunu”, iletişim kaybını önlemek için daima bireylerin, sanatçıların, kültür operatörlerinin, kısacası asıl aktörlerin ön planda olması gerektiğini vurgularken, önyargıların kırılmasının karşılıklı anlayışa dayandığı konusunda Prof. Dr. Develi’ye katıldığını belirterek sözlerini bitirdi.

 

Çalıştaya; Bosna Hersek Türkiye Büyükelçisi Damir Dzanko başta olmak üzere İtalya, Sırbistan Hırvatistan, Danimarka, Romanya, Yunanistan, Avusturya, Kosova, Macaristan, Slovenya ve Hollanda Büyükelçiliğinden kültür ataşeleri ve temsilcileriyle beraber; Türkiye Avrupa Birliği Delegasyonu, İçişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Saraybosna Yunus Emre Enstitüsü ve Belçika Yunus Emre Enstitüsünden temsilciler ile Avusturya Kültür Ofisi Müdür Yardımcısı, Türkiye Fransız Kültür Merkezi Müdürü ve British Council Ankara’dan Müdür Yardımcısı katıldı.

 

Proje hibe çağrısının yıl sonuna doğru çıkması bekleniyor.