Duyuru
Sayın Arslan BULUT,
Bugünkü (7 Haziran 2013 Cuma) "Taksim İçin Bayrak Sohbeti" başlıklı yazınızda başkanı bulunduğum Yunus Emre Enstitüsü ile ilgili doğru olmayan bilgilere ve kuruluş amacımızla ilgili çarpıtılmış ve eksik bilgiye dayandığı düşünülen suçlamalara, bütünü itibariyle karalayıcı ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bu hususun Yunus Emre Enstitüsünün kuruluş amaçlarının, bu amaçlar doğrultusundaki faaliyetlerinin ve yüklendiği misyonun tam olarak bilinmemesinden kaynaklandığı varsayılarak bu açıklamanın tarafınıza ve ilgili kamuoyuna iletilmesine gerek duyulmuştur.
Yunus Emre Enstitüsü, herhangi bir siyasal veya sosyal grup, cemaat veya cemiyet adına değil Türk Milleti ve Devleti adına faaliyet gösteren bir kültür kurumudur. Temel amacı Türk dilini yurt dışında öğretmek, Türk kültürü, sanatı ve tarihini tanıtmak olarak ifade edilebilir. Yaklaşık dört yıl önce faaliyetlerine başlayan ve bugün yurt dışında 32 merkezde faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü, Avrupa Birliği Dil Portfolyosunda belirlenen müfredat ve kazanımlar cetveline, uluslararası standartlara uygun Türkçe kursları düzenlemektedir. Bu güne kadar on binin üzerinde doğrudan öğrencisi olmuştur. Bunun dışında, Bosna-Hersek ve Gürcistan'da Türkçenin ikinci yabancı dil olarak bu ülkelerin eğitim müfredatlarına girmesi yolunda çaba gösterilmiş, başarılar elde edilmiştir. Bugün Bosna-Hersek'te 6.-12. sınıflar arasında altı bin öğrenci Türkçe öğrenmekte ve bu süreç Yunus Emre Enstitüsü tarafından yönetilmektedir.
Balkanlardaki faaliyetlerimiz bizim için ayrıca önemlidir. Tarihsel coğrafyamız olan bu bölgede Türkçenin yeniden iletişim dili olması, kültürel etkinliklerle Türk kültürünün tanıtılması ve canlandırılması temel hedefimizdir. Balkanlarda nüfusu en az olan Kosova'da ise Kültür Merkezimiz, üç şubeyle hizmet veriyor ve bu amaçların gerçekleşmesi açısından hem Türkçe kursları, hem kültürel etkinlikler, hem de yerel kültür kurumlarıyla ortak faaliyetler düzenliyor.
Yaklaşık bir hafta önce ben de Kosova'da bulundum ve Prizren'de Kamu Yönetimi Bakanı sayın Mahir Yağcılar ve Türk milletvekilleri; Prizren Müftüsü sayın Lütfü Balık ile bir araya geldim. Üniversiteden ve Türk toplumunun ileri gelenlerinden bir heyet de bizimle birlikteydi. Bu heyetin tamamı Yunus Emre Enstitüsü'nün faaliyetlerini öven, destekleyen ve takdir ifade eden sözler söylediler. İma ile dahi olsa bizi oradaki faaliyetlerimizden dolayı "sahtekârlık" ile veya daha ağırı "Türklüğü yok etmek" ile suçlayan olmadı. Ne Kosova Büyükelçimiz, ne bizim kurslarımızda Türkçe öğrenen veya Türkçesini geliştiren öğrencilerimiz, ne Türkiye'ye getirip yazarlık kursu verdiğimiz Mamuşalı veya Prizrenli gençler, ne merkezlerimizde Türk sanatlarını öğrenen kursiyerler böyle bir imada bulunmadılar.
Yazınızda sözlerini alıntıladığınız şahıs, ya bizi tanımıyor, ya tanımazlıktan geliyor; her halükârda ifadelerinin doğrulukla uzaktan yakından ilgisi yoktur ve yanıltıcıdır.
Devletin kimi hangi sınavla Üniversiteye kabul edeceği konusu bizim Enstitümüzün yetki alanında değildir; ama teknik bir bilgi olarak ifade edeyim, yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye'de üniversite öğrenimlerini sürdürebilmeleri için en az B2 seviyesinde bir Türkçe belgesi edinmeleri gerekiyor. Yunus Emre Enstitüsünde B2 seviyesinde sertifika alabilmek için 96 hafta, yani yaklaşık 24 ay süren 16 kuru bitirmek gerekmektedir. Dolayısıyla, söz konusu zatın iddia ettiği gibi, Yunus Emre Enstitüsünde üç ay eğitim gören kişi veya kişiler Türkiye üniversitelerinde doğrudan okuyamaz.
Bunun dışında, Yunus Emre Enstitüsünün önemli projelerinden biri, TOEFL veya IELTS benzeri, Türkçe bilgisini sertifikalandırmayı amaçlayan bir Türkçe Yeterlik Sınavı (TYS)'dır. Bu sınavın amacı, herhangi bir şekilde Türkçe öğrenen bir yabancının bu bilgisini belgelendirmeye yönelik uluslararası geçerliği olan, Türkiye üniversiteleri ve diğer Türk kurumları tarafından kabul edilen bir sertifikalandırma markası geliştirmektir. Bu sınav, en son 25-26 Mayıs tarihlerinde aralarında Kosova'nın da olduğu on ülkede başarıyla gerçekleştirildi. Bu sınav, Türkçe bilmenin uluslararası ölçütlerini oluşturacak bir ölçme-değerlendirme projesi olup Türkçenin itibarını yükseltmeye matuf bir amacı vardır. Ne herhangi bir yabancının, ne de Türkiye dışında yaşayan Türk azınlık mensuplarının bu sınava katılma mecburiyeti yoktur. Ancak bu sertifikayı alan bir kimse, Türkiye'de başka bir sınava veya belgeye ihtiyaç duymadan resmî işlerini sürdürebilecektir. Onun dışında biz üniversiteye giriş için gerekli olan Türkçe sınavlarından sorumlu, bu konuda yetkili bir kurum değiliz.
Yunus Emre Enstitüsünün Türkçeyi öğretmek, Türk kültürünü tanıtmak ve canlandırmak için yaptığı çalışmaların Kosova'da Türklüğü nasıl yok edeceği sorusunun, sizin gazeteciliğin meşhur 5N 1K'sını dikkate almayan yazınızla cevaplanamayacağı açıktır. Ben bütün kamuoyunu teminen ifade edeyim ki, Yunus Emre Enstitüsü, Türkçenin dünyanın itibarlı ve uluslararası dillerinden birisi hâline gelmesi için çalışmaya devam edecek, Balkanlarda, Avrupa'da ve dünyanın başka yerinde Türkçe öğrenmek isteyenlere yardımcı olacak, ana dili Türkçe olanların Türkçelerini koruma ve yaşatmaları için her türlü eğitim ve materyal desteğini vermeyi sürdürecektir.
Selam ve saygılarımla.
Prof. Dr. Hayati DEVELİ
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı