Prizrenli Şem’i Prizren’de Yâd Edildi
Eski Türk edebiyatı üzerine önemli çalışmaları bulunan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Karavelioğlu 3 Ekim 2015 Cumartesi günü saat 18.00'de “Osmanlı Döneminde Balkanlarda gelişen Türk Edebiyatı ve Prizrenli Şem'i” konulu bir konferans verdi.
Kültür ve edebiyat alanında da coğrafi konumunun önemine dikkat çeken Karavelioğlu, “Bir coğrafya her şeyden çok insan eliyle ve insanın etkisiyle şekillenmektedir” diyerek konuşmasına başladı.
Balkanlarda yaşamış şairler, edebi muhitler ve dönemin şiir anlayışı hakkında bilgiler veren Karavelioğlu, bu topraklardan çıkan Âşık Çelebi’den de bahsetti. “Âşık Çelebi’nin sadece bir kişinin tercüme-i hâlini yazamadığını, şehir, mekân tasviri yaptığını, ayrıca psikolojik tasvirler de yaptığını belirtti.
Meşâirü'ş-Şuara’da Balkanların şehirlerini anlatan bir kesiti alıntılayan Karavelioğlu; “Prezrin şâir menbaı ve Yenice Fârsi Ocağı ve Priştine kâtibyatagıdur” diyerek Priştineli şairlerin arasında Mesihi, üç kardeş şair Azmi, Levhi, Nuhi’nin de isimleri andı.
Murat Karavelioğlu şöyle devam etti “Türk Edebiyatı’nda Balkanlar coğrafyasının en önemli şehirlerden biri olan Prizren, bugünkü Kosova’nın da âdeta bir kültür başkentidir. Prizren Balkanlardaki Osmanlı mirasını en iyi yansıtan şehirlerin başında geliyor” ifadelerini kullandı.“Mümin, Nehari, Sa’yi, Suzi, Sücudi ve Şem’i’iye ilave olarak Bahari ve Fakiri mahlaslı şairlerin de bu şehrin yetiştirdiği isimler olduğunu belirtti.
Prizrenli Şem’i’yi anlatırken, Şem’î ‘nin doğum tarihi ve ismininin kesin olmadığını belirten Karavelioğlu, Şem’i’nin, 35 veya 40 yaşlarında İstanbul’a gittiği tahmin ettiğini söyledi. Divan Edebiyatı’nın önemli isimlerinden Latifi ise Şem’i’yi şöyle anlatmıştır:” Dünya işlerine kıymet vermeyen, derviş tabiatlı, mum gibi zayıf bünyeli ve soluk benizli, nahif, zarif bir kimse. Olgun sözlü, açık söyleyişli bir şairdir ki, güzel söz söyleyenlerin ileri gelenleri etrafında pervane gibi dönerler”.
Konuşmasının sonunda Karavelioğlu şu bilgilere yer verdi: “Şem’i’nin bildiğimiz tek bir eseri var, o da divanıdır. Günümüze divanının ancak üç nüshası ulaşmıştır ama tek müstakil nüshası Prof. Dr. Hayati Develi’nin şahsi kütüphanesinde bulunmaktadır. Diğer iki nüshadan biri Manchester’daki Johannes Library’de bir divanlar mecmuasının derkenarıdır. Bunun gibi aynı olan bir divanlar mecmuası da Kahire’deki bir kütüphanede bulunmaktadır. Bir tanesi Farsça 13 kasidesi, 49 beyitlik tamamlanmadığı düşünülen bir mesnevisi vardır. Beşi Farsça olmak üzere 191 gazeli vardır. İkisi tarih kıtası, biri Farsça olmak üzere toplamda 4 kıtası ve iki beyiti vardır”.
Konuşmasının sonunda Türkoloji Bölümü öğretim üyelerinin sorularını cevaplandıran Karavelioğlu’na Kültür Merkezimiz adına Kosova’nın önemli tarih araştırmacılarından Raif Vırmiça’nın kitabı takdim edilmiştir.